Çay, kahve falan
Ağustos sıcağında yorgunluktan ter burnundan damlarken abisinin ”yine arabanın tekerleğini mi kırdın” serzenişine çıldırmışçasına bir öfkeyle “arabasının da, atının da tekerleğinin de” diye çıkıştığında, kırılan tekerleğin parmaklıklarını sökerek çiğdem kazığı yapma derdinde olan beş altı oyun çocuğu velettik. Biz veletler çiğdem kazığı yapma derdindeydik, koyunun can derdinde olması kimin umurundaydı. Sakar Musa arabayı debil destek, kasislere ine çıka, atları nefessiz koyacak kadar tırısa kaldırırken son kasiste arabadan gelen çatırtı arabayı bir tarafa, sakar Musa’yı diğer tarafa savuruvermişti. Çelebi adamdı Necati emmim, “canın sağ olsun, şükür sen de bir zarar ziyan yok ya” demekle yetinmiş, biz veletlere de “kulağınızın dibine tokadı… Devamı