En yakın dostum; sevdamın celladı
Bugün yokluğunun üçüncü günü
Üç asır önceydi sanki
Bakıp kalışım ardından
Daha altı gün var
Altı asır yani
Nasıl özledim bir bilsen
Nasıl da ulaşılmaz oldun
Nasıl dayanılmaz
Cellat; en yakın dostum
Yüzünü hatırlamıyorum
-Eşiğindeyim çılgınlığın-
Gözlerinin rengi neydi!…
Ya gülüşlerinin tadı
Sensizliğin beşinci gününde
İlk gün ışıkları ağarırken
Sokaklarda kurşuna dizildi
Fesleğen kokuları
Hüzün indi gözlerine
Menekşelerin
Yağmur damlalarında senden haber yok
Ay o akşam soldu
Yansımıyor durgun sulara
Yıldızlar kıpırdamıyor gökyüzünde
Alışamıyorum yokluğuna
Fesleğenler
Menekşeler
Ay ışığı
Yağmur damlaları
Ve gece
Seni konuşuyoruz
Biz hazırız
-En yakın dostum-
Hükmün infazına
Zaten düşünmüşsündür
İşin ayrıntısını
Ancak bir sorun var
-Bağışla-
“Umut kuşatmaya alınamıyor”
Cellat; en yakın dostum
Eylerken “icra-ı sanat” mesleğini
Ve göstereceğine en ince hünerini
Bütün kalbimle inanıyorum
Hem dostumsun benim
Sözün var bana
Nasıl olsa unutulur
Bırakıver zamana
Sonra bir sevdanın katili ilk sen değilsin ya
Çabuk tut elini
Bitir bu işi
Boğazla bu sevdayı
Ey! bu sevdanın mimarı
Zamanlaman mükemmel
Elbette haklısın
Uymalısın buyruklara
Bu en tehlikeli ayda
Bu mayıs ikindilerinde
Doğan sevdalar
Dokuz gün sonra boğazlanmalı
Bir bayram ertesinde
Alem-i ibret için
Haydi cellat
Haydi en yakın dostum
Sen aldırma
Gözlerimdeki hüzne
Aldırma
Bakışlarımdaki suskunluğa
Mil çek gözlerime
Unuttur bu sevdayı
Dağla beynimi
Unuttur bu sevdayı
Unuttur karanfilin kızılını
Unuttur unutamadığımı
Gücün yeterse eğer
Cellat; en yakın dostum
Beynim, yüreğim
İşte gecenin bu saatinde
Düştü gülüşlerin gözlerimin üstüne
Başladı yokluğunun dayanılmaz özlemi
Depreşti sevdân içimde
Nasıl gizlesem senden
Ne desem, nasıl anlatsam sana bunu