Dilsiz şövalye heykeli yüzünde
Vurulmuş kartal düşleri arıyor gezginler
Kurt ve çakal sesleri taşıyor serseri rüzgârlar
Gecenin içinden
Ve nasıl da yakışıyor yabanıl aşklara
Güz akşamlarının zenci gülüşleri
Bir de
Kiraz çiçekli mevsimler
Haberin geliyor bir kuşluk üstü
Onca acıdan sonra
— yağmurla yıkanmıştı akşam
Ve leylak kokuyordu gece.–
İnce çizgiler çiziyorum yüzünün atlasına
Sonu uçurumlarda biten
Gergin bir yaydan fırlatıyorum yalnızlığımı
Dönüp kendimi vuruyor
Sabıkalı bir öykü oluyor
Ürkütülmüş ceylan tedirginliğim
Kent bulvarlarında
Delirmek zamanıdır diyorum
Bütün sokakları işgal edin
Düşürün yorgun gölgelerinizi gözlerime
Ne vardı beni böyle insan kılacak
Üstünüze olsun bütün beddualarım
Netameli dolunay
Uğursuz gece
Zaman bir kral soytarısı
Kristal renkli gecelerde
Alnında kirli izi
Çürümüşlüğün
Firar mevsimi oysa
Beklenen kuşlar da gelmedi
“Dört mevsimden biri bahar” diyordun
Küsüp giderken bu kente
Haberin geliyor bir kuşluk üstü
Onca acıdan sonra
— yağmurla yıkanmıştı akşam
Ve leylak kokuyordu gece.–
Sende kalsın işlemeli mendilim
Sende kalsın gül kokan öpücükler
Erken ötüşlerine başlıyor serçeler
Güneş düşmeden eteklerine şehrin
Ve dilsiz şövalye heykeli yüzünde
Vurulmuş kartal düşleri arıyor gezginler
Haberin geliyor bir kuşluk üstü
Onca acıdan sonra.
— yağmurla yıkanmıştı akşam
Ve leylak kokuyordu gece.–