Yıldızlı geceleri giyinirdin
Ateş kuşlarına emanetti gökyüzün
Sesin yüzünde incelirdi
Güneş ellerinde
Her yanın insandı, her yanın aşk
Derin uçurumlarda açardın, soylu
Yabandın kentlere, aşk acemisi
Sert eserdi vadinde rüzgârlar
Üşürdün sabah serinliğinde
Ağlamak geçerdi içinden, ağlayamazdın
İç çekişler minnetin diğer adıydı
Bir kurşundu nihayet her aşkın payı
Bir yanlış mevsimdi yaşam
Serüvenler yakışırdı sana
Issız istasyonlardan kalkardı trenler
Ve ayrılıklara çıkardı bütün yolculukların
Yalnızdın kendi yücelerinde
İp ve gölgeydi hayat
Zamansız yolculukların serüvencisi
Söylencelerini taşırdı rüzgârlar
-Sularına sürgün hükmü kurulan-
Evrende yankılanırdı sesin
Şarkılar söylerdin de bütün dillerde
Lal olurdun kederin tarifinde
Kutsal günahlarına adanmış ömür
Şeytanın soylu ruhu
Suların karanlıklara gömüldü
Kuzey yıldızın da yok artık
Yine avcıların menzilindesin
Ve bir kuş uçumunda değil
Bir kurşun atımındasın.