Suda Yansıyan Sevdandır
Gün olmuşAçmış yalnızlığımYangınlar ülkesi gözlerindeSeni görmüşümSevmisimDünyanın en kuytu köşesindeEn mahşeri yerindeCanıma can katmışsınEn amansız anımda
Gün olmuşAçmış yalnızlığımYangınlar ülkesi gözlerindeSeni görmüşümSevmisimDünyanın en kuytu köşesindeEn mahşeri yerindeCanıma can katmışsınEn amansız anımda
Selam gönderdimAdın mıÇimen yeşilindenKuş kanadındaBir ilkyaz ikindisiydi
Güneş düğümleyin çıkınımaÜşüdükçe ısınırımMatarama, umut doldurunSusadıkça içerimKaranfil sürün mavzerimeGülümseyip koklarımAdımı insan koyunVurun beni dağlara
Sabırla dinledik Öfkeyle güldük Anlatılan memleket hikayelerine Nasıl da yalnızlaştık bulvar kıraathanelerinde Ve nasıl da çoğaldık varoşlarında kentin Düşümüzü düşler süslerdi Geceyi ay ışığı Ve geceye karışan arkadaş ıslıkları Ve geceyi ağarttı türkülerimiz Ve geceye direndi umut Ve gece yaşandı amansız sevdalar Ve geceyi yırttık makineli tarakalarıyla Eylül’dü Gün gibi güzeldi eylül İçtendi Kınından sıyrılmış bir bıçak gibi On ikiydi takvimlerdeki tarih Yere yapışacaktı sanki kül rengi bulutlar O gece Bir başka ağardı şafak Son hazırlıklar tamamlandı Kışlaların duldasında Uyumaktaydı ki dev Dev gibi uykusunda Buyruklarını verdi tarihin cüceleri “Roma’yı yakın” Roma yıkılacaktı -Çaresiz- Buyruk Neron’dan Varsın açmasındı gelincikler -Ne… Devamı
SeniÖzgürlük tutkum güzelleştirdi gülüm.Sen Onu yücelttin.Ve benİkinizi de seviyorum.
Bu sevdayı Sen bilmeden evvel Ve benden önce Gelincikler öğrendi Açtılar elvan elvan O nisan safağında Bu sevdayı Sen bilmeden evvel Ve benden önce Yaban güvercinleri öğrendi Kanat çırptılar dağ doruklarında Süzüldüler deryalar üzerinden Kaf dağının ardına Bu sevdayı Tanrılar öğrendi Surat astı Zulüm öğrendi kükredi. Kardelenler öğrendi Kafa tuttular zemheri ayazına Bu sevdayı Sen bilmeden evvel Ve benden önce Kurt öğrendi, kuş öğrendi Ağaç, yaprak dal öğrendi Bu sevdayı Bir tek, insanlar öğrenemeyecek gülüm. Ve sen hiç bilemeyeceksin Öğretilen ne ki şimdiye kadar Ta Urartu’lardan beri Küçük hesaplar dışında Ve ne de çok sevdirdiler Altın kafeslerde Muhteşem Yaşamı
SevgilimBu mektubu sanaAk kâğıtlar üstüneBoncuk boncukTane tane harflerle yazamadımİstemedim böyle olmasınıİçim el vermediBelki de korktumSararacağından ak kâğıtların
Bir gecenin şafağındaAyaza keserken gözlerimdeki ateşDonarken dudağımda nefesimDüşmüşüm bir müfreze pususunaHavada; fesleğen kokusu var Ölünesi bir ilkyaz gecesindeBir kurşun daha sürüp namluyaYüzükoyun kapaklanıpUzanıyorum toprağaHavada barut kokusu varMavzer uğultularına karışıyorÇekirge sesleri
Maviye boyanmış duvarGökyüzü sanılsın diyeÇömelip seyrettimAyaklarımın üstüne Ne eylül akşamlarının serinliğiNe ağustos gecelerinin aydınlık karanlığıNe tepemde yükselen ayNe rüzgârda dağılan saçlarınNe de tütün tarlalarından seyredilenO parlak yıldız…Hiçbiri yokBu duvarın mavisinde
Yıldızlı bir yaz gecesindeSeni düşünürümBir karanfil bahçesindesinOturup toprağaSamanyolunu seyrederiz Ay düşer saçlarının üstüneBir yıldız kayar tepemizdenGelecekten konuşuruz