Rüzgârlı Tepeler

İşte böyle bir şeydi hayat… Doğarken çıplak ve yalnız doğardın, ölürken iki metre kefen beze sarılır yalnız defnedilirdin. Yalnızca musalla taşında “merhumu nasıl bilirdiniz” sorusuna cenaze cemaati usulen de olsa “iyi bilirdik, mekânı cennet olsun” derlerdi. Gerçekten iyi miydik ya da gerçekten iyi mi bilinirdik… Mesela üç kuruşluk dünya malı için bütün hınç, öfke ve kinimizle tilkinin duvarı aşıp kümese daldığı gibi bütün hatırı, gönülü yıkıp kırmızı görmüş azgın boğalar gibi birilerinin boğazına mı sarılırdık… Hele ki gözümüze kestirdiğimiz av bizden zayıf, arkası önü olmayan çaresiz biriyse… Hay şu ömür boyu bitmez tükenmez sahtekârlık mirasını bize bırakanlardan Allah razı olsun…… Devamı

Kadın

Son güzün başlamasıyla kış bastırıverirdi. Kar yolları kapar, su buz kesilirdi. Güneş Mayısta yüzünü gösterip şöyle dışarı çıkılır hale gelmeden suların buzları çözülmezdi. Yaz mevsimi mi… Onun da olup olacağı üç ay, gerisi yine kış. Çocukları, öğretmenlerinin verdiği ödevi ezberlerken dört mevsimi sayarlardı da her halde bu dört mevsim başka yerlerde yaşanırdı. Buraların mevsimi ikiydi; dokuz ayı kış, üçü ayı yaz. Buralarda bahar yoktu ki toprak kendini rengârenk çiçeklerle donatsın. Güz yoktu ki sararmış yapraklar dallarını terk etsin. Hani hiç olmaz da değildi de yalap şalap şöyle bir görünüverirler, bir de bakmışsın gece yarısı yağan kar dalları işgal etmiş, yaprakları… Devamı

Küresel Kapitalizm Döneminde Devlet-14

Öncelikle,  kapitalizmin bir evresinde başlayıp, ancak bir “bahar kısalığında” görülen, küresel sermaye açısından ise adının bile geçmesi imkânsız olan “ demokrasi” dönemi kapanmıştır. Bu dönemi karakterize eden karakterize eden “liberalizm dönemi” bitmiştir.  Bu aşamada yerkürenin bütününde egemen olan kapitalizmin gidebileceği başka bir köşe de kalmamıştır. Varlığını devam ettirmek için ihtiyaç duyduğu “kitlelerin rızasını alarak” toplumları yönetme dönemi sona ermiştir. Küresel kapitalizm iktidar biçimi olarak otokritik ve faşist iktidarlardan başka çaresi kalmamıştır. Bunun için de önceki bölümlerde açıklanan kitlelerin dinci ve ırkçı gerici eğilimleri kışkırtılarak örgütlü resmi güç haline getirilmektedir. Kapitalizmin önceki dönemlerinde az çok birbirinden ayrı duran ve hiç olmazsa… Devamı

Tekelci Kapitalizm Döneminde Devlet-13

“Toplumsal daralma”  ya da “toplumsal yarılma” kavramının, kapitalizmin farklı aşamalarında devlet/ toplum ilişkilerinin tanımlanması açısından sosyal bilimlerde bir terminoloji olması gerektiği düşüncesindeyiz. Kitle psikolojisinin, kitlesel yönelimlerin sınıf mücadelelerine karşı tutum ve davranışlarının da yakından izlenmesi açısından önemine işaret edilmektedir. Toplumsal daralma dönemleri, kapitalizmin bunalım ve krizlerinin yükünün çalışan yığınların üzerine yıkılarak krizlerden çıkış yolu aradığı dönemlerdir.  Kamu harcamaları kısılır, vergi ve zamlar yoluyla sömürü yoğunlaşır, sınıflar ve toplumsal katmanlar arasında gelir dağılımı uçurumu büyür. Ülke içi gayri saf milli hasılanın çok büyük bir kesimi ülke nüfusunun çok küçük bir kesiminin elinde toplanır. “ Toplumsal yarılma” olarak tanımladığımız bu dönem, objektif… Devamı

Tekelci Kapitalizm Döneminde Devlet-12

Tekelci kapitalizmin 21. Yüz yılbaşlarına kadar evrimi, bu evrime paralel olarak devlet aygıtının da evrimini beraberinde getirecektir. Bir noktanın altının çizilmesi gerekir. Tekelci kapitalizmin küresel kapitalizme evirilmesiyle küresel kapitalizmin ekonomik ve siyasi üstünlüğü ele geçirdiği elbette tartışmasızdır. Ancak, söz konusu bir evirilmedir, küresel kapitalizm bir “devrimle”- burjuvazinin feodalizmin ekonomik ve siyasi iktidarına son veren bir devrim benzeri- tekilci kapitalizmin ekonomik ve siyasal/ politik gücünü kırdığından söz etmiyoruz. Söz konusu olan aşama tekelci kapitalizmin evrimleşerek süreç içinde küresel kapitalizme dönüşmesidir. Küresel kapitalizmin üstünlüğü ele geçirmesi, tekelci kapitalizmin bütün kalelerini fethettiği anlamına gelmeyecektir. Tekelci kapitalizm ülkesel kökenlidir ve sermaye birikim sistemi sermayenin… Devamı

Tekelci Kapitalizm Döneminde Devlet-11

Huntingtonunun, “uygarlıklar çatışması” olarak adlandırdığı amentüsünde, sınıf mücadelelerinin 21. Yüzyılda küreselleşen kapitalizmin mutlak egemenliği altında sona erdiğini, toplumsal çatışma ve çalkantıların zemininin sınıf mücadelelerinden etnik, kültürel ve dinsel farklılıklara kaydığını, gerçekten uygarlığın temeli ve yaratıcısı olan sınıf savaşlarının bittiğini ilan ederken, insanlığın içinde bulunduğu durumu, açmazlarını ve çaresizliğinin varmış olduğu düzeyi betimlemek açısından bizce edebiyat sanatının en iğneleyici anlatım biçimi olan ironiyi, Nobel ödülü almış edebiyatçılardan daha mükemmel kullanmaktadır. Huntingtonu, siyam ikizi Fukuyama takip ederek o da “ tarihin sonunun geldiğini” ilan etmekten geri kalmayacaktır. Huntington gerçekten uygarlığın temeli ve yaratıcısı sınıf mücadelelerinin üstünü çizerek uygarlığın temel unsuru olarak yerine … Devamı

Tekelci Kapitalizm Döneminde Devlet-10

Bu gün, yani 21. Yüzyılın başlangıcı dâhil, ilk çeyrek yüzyılı milat olarak alınır ve bütün yer kürede yaşanılan siyasal pratiklerin kabaca bir analizi yapılırsa ve zaten burjuva demokrasilerinin hiç uğramadığı geri bıraktırılmış ülkeler söz konusu bile edilmeksizin, burjuva demokrasilerinin vücut bulduğu merkez kapitalist ülkelerde burjuvazi kendi siyasal yönetimi olan demokrasiyi rafa kaldırmıştır. Bu olgu burjuvazinin bir tercihi olmanın ötesinde kapitalizmin gelmiş olduğu -ve artık gidecek hiçbir yerinin de bulunmadığı- seviyenin bir sonucudur. Yani kapitalizmin siyasal yönetim biçimi olan burjuva demokrasisi, küreselleşen kapitalizm için artık korunması gereken değil, sırtından atması gereken bir yüktür. Yani burjuva demokrasisi küresel kapitalizm tarafından atılması gereken… Devamı

Tekelci Kapitalizm Döneminde Devlet-09

Devletin karakteristik özelliğini, kapitalizmin değişik aşamalarındaki yapısal durumunun belirlediği, siyaset biliminin de genel kabulüdür. Siyaset biliminin genel kümelenmesi için de bu görüş her ne kadar genel kabul görmekte ise de sorun, kapitalizmin nereye gittiği ve sınıfların devlete karşı tutumları konusunda burjuva siyaset bilimi ile Marksist siyaset biliminin ortak bir noktada buluşmadığı da açıktır. İrdelenen konunu içeriği aynı kaynaktan beslenen burjuva siyaset bilimcilerin ne dediği ile ilgili olmayıp, devrimci hareketlerin sınıf mücadelesini yönlendirmeleri ile ilgili olduğundan, soruna bu açıdan bakılacaktır. Öyle ki kapitalizmin aşamalarda uğradığı işleyiş değişikliği sınıf mücadelesinin örgütlenme ve mücadele biçimlerini, ittifaklarını, taktik ve stratejilerini de belirleyen temel bir… Devamı

Tekelci Kapitalizm Döneminde Devlet-08

Burjuva tarihçilere bakılırsa bir bütün olarak Amerika kıtasının tarihi, 1492 yılında kıtayı keşfeden (aslında, Avrupalı sömürgecilerin kıtanın varlığından haberdar olduğu) Kristof Kolomb’la başlamaktadır. Böyle bir başlangıç, daha sonraları soykırımlarla yok edilecek olan kıtanın güneyindeki Aztek, İnka ve Maya uygarlıklarının, Kuzeyde baskın olan Kızılderililerin yok edilmesinin de zemini hazırlayan bir keşif başlangıcıdır. “Keşif” tarihi, Avrupa’da siyasal erkte aristokrasinin, ekonomi ve ticarette ilkel kapitalizmin de doğuş tarihidir. Amerika kıtasının güneyini kapsayan Latin Amerika ülkelerinin özgün tarihi 15. yüzyılda başlayan, önce İspanya ve Portekiz sömürgecilerinin açık işgallerine karşı, 19. yüzyıldan itibaren de aslında kendisi de Latin Amerika ile birlikte Avrupa ülkeleri tarafından yağmalanan,… Devamı

Tekelci Kapitalizm Döneminde Devlet-07

Avrupa ve ABD tekelci kapitalizmi altın çağını yaşarken, İkinci paylaşım savaşının diplomatik gel-gitlerinde bazı ülkeler diplomatik yollarla siyasi bağımsızlığını elde ederken, tekelci kapitalizmin ihtiyaç duyduğu geniş ve bakir alanlar oluşturacaktır. Bu ülkelerde “yönetim” anlamında bir devletten söz etmek mümkün olmakla birlikte, devlet erkinin egemeni ulusal kökenli tekelci burjuvazi değildir. Ülkenin ekonomik yapısına göre kapitalizmin ittifaklar kurarak sisteme entegre ettiği kapitalizm öncesinin yerel ve bölgesel ticaret ve tarım sınıfıdır. Merkeziyetçilik kapitalizmin ürünüdür. Klasik kapitalist ülkelerde kapitalizmin merkezileştirdiği ve evrimsel bir süreçte billurlaşan devletin bu ülkelerde vücut bulması, ülkenin dağınık ekonomik yapısı gereği gerçekleşememiştir. Dolayısıyla üretim ve bölüşümde, politikada ve kültürde netleşmiş… Devamı