Tekelci Kapitalizm Döneminde Devlet-04

Tekelci kapitalizmin 20.yüzyılı başlarında devlet, devlete egemen olan burjuvazinin kombinasyonunda daralmaya uğrayacaktır. Tekelleşmenin erittiği orta ölçekte tarım ve sanayi işletmeleri tekeller tarafından yok edildikçe bu işletmelere sahip burjuvazi de ekonomik gücünü yitirecek ve devletteki egemenlik etkinliği ortadan kalkacaktır. Kapitalizm,  tekelleşme ivmesine göre tabana doğru yayılan burjuva katmanları eleyerek serbest rekabetçi dönemin “ bütün burjuvazinin devleti” tekelci kapitalizmin devletine dönüşerek orta ve küçük burjuva katmanların devletteki ekonomik ve siyasi egemenliği yukarı doğru sivrilen ve kapitalizmin tekelleşmesine paralel olarak devlet de azalacak, giderek ortadan kalkacaktır.  Ulusal sınırlar içinde taban olarak daralan devletin hükmetme alanı ise giderek genişleyecektir. Küçük ve orta burjuvazi devlette… Devamı

Tekelci Kapitalizm Döneminde Devlet-3

On dokuzuncu yüzyılda ülke içinde rekabetçi konumdan tekelci konuma geçen burjuvazi, bir taraftan iç pazarlarda oluşturduğu oligopoller aracılığı ile fiyatları belirleme tekelini eline geçirip, bütün halk kesimlerini sömürü nesnesi haline getirirken, farklı kapitalist ülkelerin iç pazarlara sızmasını önlemek için kendisini yüksek koruma duvarlarıyla güvenceye almaktadır. Bu yüzyılın önemli özelliği ülke içinde henüz emekleme/öğrenme durumunda olan sınıf hareketleri, burjuva iktidarlar açısından tehdit yaratmaktan uzaktır, ancak ülke dışında gerek ekonomik gelişmeleri ve Pazar alanları bakımından aşağı yukarı aynı durumda olan gerekse kapitalist gelişmesini geç tamamlayan ve o güne kadar paylaşımı tamamlanan pazarların yeniden paylaşılması tehdidi altında olan kapitalist ülkeler ekonomilerini askerileştirmeye yönelerek,… Devamı

Serbest Rekabetçi Kapitalizm Döneminde Devlet/2

Bu dönemin sermaye birikim rejiminin esasının artık değer sömürüsü olması nedeniyle kapitalist sömürü işçi sınıfı dışında kalan halk kitlelerinden henüz uzak olup halk kitleleri sömürü çemberinin dışındadır. Sömürü mekanizmasının artık değerle sınırlı olması rekabetçi dönem kapitalizminin evirilerek tekelci kapitalizme geçiş özellikleri göstermeye başlamasıyla birlikte üretilen malların fiyatların yükselmesi pazara yansıyacak ve bu aşamadan itibaren işçi sınıfı dışında kalan halk kesimleri de kapitalist sömürüye maruz kalmaya, sömürüyle yüz yüze gelmeye başlayacaktır. Rekabetçi kapitalizm döneminde devletin karakteristik özelliği, belli bir toprak parçasıyla çevrili ülke bazında ulusal burjuvazinin çıkarlarını korumaya yönelik olup, işleyişi de bu çıkarlara tekabül eden yasa, yönetmelik gibi düzenleyici işlemlerle… Devamı

Kapitalizmin Aşamalarında Devlet /1

– EGEMEN DEVLETTEN TAŞERON DEVLETE – Tarih, sınıf kavramıyla tanıştığında “devlet” kavramıyla da tanışacaktır. Bu olgu toplumlar için daha önceki tarihlerinde tanık olmadıkları yeni bir durumdur. Devlet, sınıflı toplumların ürünüdür ve işlevi egemen sınıfların iktidarı etkilemekten uzak ve mülkiyetten yoksun kesimler üzerindeki baskı ve sömürü aygıtıdır.  Bundan önceki yaşamlarında “özgür” olan insan toplulukları bundan böyle köle, “bağımsız” olan yaşamları, sahiplerine bağlı, alınır-satılır bir metadır. Köleci toplumlarda meta, feodal toplumlarda feodal beylerin karın tokluğuna çalıştırdıkları bir maraba, kapitalist toplumlarda emeğini pazarlayarak geçinen sözüm ona “özgür” bireydir.  Toplumların bu durumu evrimleşmeye paralel olarak değişiklikler gösterse bile, özel mülkiyete bağlı üretim ilişkileri sürdüğü… Devamı

Perşembenin Gelişi…

Tarih, kendi hikâyesini anlattırırken kuşkusuz yaşanılan çağın sınıf mücadelelerinin dinamiklerini rehber edinir. Anlatılan hikâye kimi zaman dram, kimi zaman komedi ya da çoğunlukla trajedi olarak sahnelenir. Çok az biriktirip mirasyedi gibi harcayan tarih,  “yavaş ilerleyen” yüzyıllarda yarattığı potansiyelin birikimlerinin bilançosunu çıkarır, hikâyesini yazar ve sahneye koyar. Bağrında taşıdığı ve “zamanı dolan” , artık çekilir tarafı kalmayan ve tahammül edilemeyen  “eskiyi” bağrından kovmak için yeni güçlere gebe kalır. Yirminci yüzyıla gelinceye kadar bir kaç yüzyılda bir- iki defa gebe kalan tarihin yirminci yüzyıla kadar gebeliği de bir anlamda sorunludur ve yirminci yüzyıl öncesi yüzyılların hikâyesi   “yavaş yüzyılların” hikâyesidir. Hatta öyle ki… Devamı

Ulusal Kapitalizmden Küresel Kapitalizme-39

– DEMOKRASİDEN FAŞİZME- Bu yazı dizisi 38. bölümde bitirilmek üzere planlanmıştı. Ancak, yazının bütününde hep bir “ eksiklik duygusu” nun rahatsızlığı bir türlü yakamı bırakmadı. Yazıda eksik olan ulusal kapitalizm döneminde devletin rol ve fonksiyonu ile küresel kapitalizm döneminde devletin rol ve fonksiyon farklılığının da altı çizilmeliydi. Bu bölümde bu konu irdelenecektir ve bunu başardığım oranda bir kendimi bu rahatsızlıktan kurulmuş sayacağım. Kapitalizmin iç dinamiği ile geliştiği merkez kapitalist ülkelerde devleti oluşturan, organize eden rol ve fonksiyonunu belirleyen burjuvazidir. Bağımlı ülkelerdeki durumun böyle olmadığı gözlenmektedir. Bağımlı ülkelerde devleti oluşturup organize eden, rol ve fonksiyonunu belirleyen burjuvazi değildir, tersine bu ülkelerde… Devamı

Ulusal Kapitalizmden Küresel Kapitalizme-38

-DEMOKRASİDEN FAŞİZME-  Küresel kapitalizmin belirleyici olmaya başladığı 20.yüzyılı son çeyreğinden bu güne kadar olan en kaba ve gözle görülür olanı burjuva demokratik hak ve özgürlükler için işçi sınıfının ve toplumun diğer yönetilen kesimlerinin sahip olduğu ekonomik ve demokratik hakların adım adım geri alınarak, bu hakların korunmasına yönelik tepkilerin “ güvenlik önlemi” adı altında bastırılması, yasaklanması, cezalandırılmasıyla burjuva demokratik hakların ortadan kaldırılmasıdır. Bundan en çok zarar gören toplumsal kesimin ise emeği ile geçinen halk kesimleri olduğu tartışmasızdır. Yönetici sınıfın/burjuvazinin “siyasal zor” a başvurmasının nedeni,   kendini yeniden üretebilir, yeniden burjuva meşruiyeti içinde yönetebilir olanaklarının ortadan kalkmasıdır. Bir başka deyişle yoğunlaşan sömürünün devamı… Devamı

Ulusal Kapitalizmden Küresel Kapitalizme-37

 -DEMOKRASİDEN FAŞİZME-  Küresel kapitalizmin bütün yerkürede egemenliğini tesis ettiği 21. Yüzyılda devrim ve örgütlenme stratejisi ulusal kökenli tekelci burjuvazinin parçalı hegemonyaya sahip olduğu 20. Yüz yıl örgütlenme ve mücadele stratejisiyle bire bir örtüşmez. Kapitalizmin işleyişindeki değişiklikler ve ortaya çıkardığı ilişki ve çelişkiler devrim ve örgütlenme anlayışına olduğu gibi yansır. Dünün göze görünmeyen, ortaya çıkmayan olguları bu gün gerçeklik olarak toplumsal ilişkilerin ortasına gelir oturur ya devrimci hareket saflarında ya da karşı devrim saflarında değişikliklere neden olur, paradigmalar değişir. Yönetici burjuvazi cephesinde meydana gelen artmalar ya da eksilmeler, çelişki ve ilişkilerde meydana gelen değişim, aynılıklar ve farklılıklar devrimci hareketi ilgilendirir, ittifaklar… Devamı

Ulusal Kapitalizmden Küresel Kapitalizme-36

-DEMOKRASİDEN FAŞİZME- 21. yüzyıl kapitalizmi/küresel kapitalizm/ gerek kendi çağından önceki 20. Yüz yıl tekelci kapitalizmindin gerekse doğurduğu ilişki ve çelişkiler açısından önceki dönem kapitalizminden farklılıklar gösterir. Bu farklılığın toplumsal yaşamda kavranması öncelikle sınıf mücadelesinin yöneliminin, araç ve gereçlerinin, örgütlenme ve mücadele biçiminin, sınıflar ittifakının farklılaştığının da kavranmasızorunluluğunu beraberinde getirir. Her dönem kendine has koşullar içinde değerlendirilir ve dönemin özelliklerine uygun mücadele biçimlerinin ve örgütlenme tarzının da dönemin koşullarına uygun inşasını zorunlu kılar, devrimci hareketin başarısının temel koşulu da buna bağlıdır. Neden-sonuç ilişkileri bağlamında tek tek ülkelerde gerçekleştirilen Rus ve Küba devriminin genel değerlendirmesi özetle; 1-Devrimci öğreti, devrim için öncelikle nesnel… Devamı

Ulusal Kapitalizmden Küresel Kapitalizme-35

-DEMOKRASİDEN FAŞİZME-  Bu başlıktaki yazılarımızın önceki bölümlerinde ulusal egemenlikçi tekelci kapitalizmin, kapitalizmin gelişim yasaları gereği küreselleştiğini, 20.yüz yılın son çeyreğine kadar az çok parçalı görünümünü koruyan kapitalizmin 21. Yüzyıl başlarında küreselleşerek yer küre ölçeğinde homojenleştiğini vurgulamıştık. Bir başka deyişle küreselleşme tek tek kapitalist ülkeler adıyla anılan ve parçalı bir görünüm oluşturan –Alman tekelci emperyalist kapitalizmi, ABD emperyalist kapitalizmi, İngiliz emperyalist kapitalizmi gibi- ulusal kökenli tekelci kapitalizmi 21. Yüzyıldan itibaren küresel kapitalizm olarak homojenleşmiş, hegemonik kimliğini kabul ettirmiştir. Bugün ulusal kökenli tekelci kapitalizmin dünya pazarlarındaki payını küresel kapitalizme kaptırması karşısında kaybettiklerini yeniden kazanmak için atağa geçmiş görünüyor. Küresel kapitalizmin egemenliği ele… Devamı