Ulusal Kapitalizmden Küresel Kapitalizme-34

-DEMOKRASİDEN FAŞİZME- Kapitalizm, kitlelerin yaşamı üzerindeki negatif yıkıcılığının sonuçlarını sistemin partileri üzerinden manipüle ederek kendini temize çıkarmada tarihsel tecrübeye sahiptir. Egemen ideolojiye göre “yönetememe” beceriksizliği iktidar partilerinindir. Yıpranan iktidar partileri kapitalizmin günah keçileridir ve kitlesel tepkiler sistemin bu partisine yönlendirilerek sistemin yedekte tuttuğu “alternatif” siyasal oluşumlar  “kurtarıcı” olarak sunulur ve bu “ alternatif” siyasal oluşumlar adım adım siyasal iktidara hazırlanır. Bu süreçte kitlelerin yıpranan iktidar partisine karşı tepkileri bilenir, gösteriler ve protestolar bu meşrebe uygun gösterilere, sokak eylemlerine dönüşür. Kitle yönlendirme araçları, yazılı ve görsel basın buna göre dizayn edilir, yönetmeye aday siyasi partiler tanrının gökyüzünden gönderdiği bir mesih, insanlığın… Devamı

Ulusal Kapitalizmden Küresel Kapitalizme-33

 -DEMOKRASİDEN FAŞİZME- 21. yüzyıl başlarında Avrupa’nın imrenilecek demokrasileri çok değil yirmi beş-otuz yıl öncesinin nostaljisi ile avunuyorlar. Balayının bittiğini, cicim aylarının geride kaldığını Avrupa halklarından sır sıklar gibi saklıyorlar. Onlara, refah, kalkınma ve özgürlük vaat ediyorlar. Başkaca hiçbir veriye gerek kalmaksızın Avrupa’nın kent ve kasaba halkları “bir şeylerin hiç de iyiye gitmediğini”, ancak neyi nasıl yapacaklarınıda bilmeden günlük pratik içinde yaşayarak öğreniyorlar. Genç ve eğitimli kesim içindeki işsizlik oranı artıyor, işçi ve memurların sosyal hakları birer birer geri alınıyor, emeklilerin alım güçleri sürekli düşüş gösteriyor. Kapitalist dünyanın, Asya’da ve orta Doğuda ilerici güçlere ve Sovyet etkinliğine karşı adeta vahşet laboratuvarında… Devamı

Ulusal Kapitalizmden Küresel Kapitalizme-32

 -DEMOKRASİDEN FAŞİZME- Kapitalizmin 2008 krizini neden aşamayacağına ilişkin veriler nedir, kapitalizm cephesinde neler oluyor, tekelci ve küresel kapitalizme karşı dünya işçi sınıfının mevcutolanakları nelerdir?. Son on yıldır kırık fay hattı üzerinde sendeleyen kapitalizmin eli kulağındaki yıkıcı depremin etkisini nasıl atlatacaklarının telaşıyla akıl hocalarının, ekonomi ve siyaset bilimcilerin tartışma ve kurtarma önerileri dünya siyasal gündemini de işgal etmiş durumdadır. Akıl hocaları krizin yapısallığı ve boyutu hakkında akıllarının kendilerine de yetmediğini fark etmiş olmalılar ki krize ilişkin açıklamaları kusursuz bir cehalet örneği, kapitalizmin krizden kurtulması için önerdikleri yolun ise çoktan izbeye çevrildiğini, kapitalizmi ipten kurtaran yol ve yöntemlerin kullanılmakla tüketildiğini bilmezlikten gelmeyi… Devamı

Ulusal Kapitalizmden Küresel Kapitalizme-31

 -DEMOKRASİDEN FAŞİZME- Kapitalizmin çapsız akıl hocaları iş başında… Yazılı ve görsel medyada, politik arenalarda “krizden kurtulmanın” reçetelerini yazıyorlar… Krizi tanımlamaları da pek bir âlem… Kahrolası Amerikan papazı yüzünden dolar fırladı, Euro yerinde duramıyor, musibet te geldi şaşmış gibi bizi vurdu… Anlı şanlı ekonomistler, siyasal bilimciler “harıl harıl “ kurtuluş reçetesi” yazmakla meşguller… Kapitalizmin bugünkü sözcüleri de öncülleri gibi yalancı ve sahtekâr. Kendilerine verilen görev kapitalizmin akut/ağırlaşmış ölümcül gerçeğini gizlemektir ve başarıyla değil, ellerine yüzlerine bulaştırarak arsızlıklarını sergiliyorlar… Sanıyorlar ki-hayır sanmıyorlar, bal gibi biliyorlar ki- Türkiye’yi vuran kriz Türkiye ile sınırlıdır, iktidarda şu parti değil de bu parti olsaydı, şu partinin… Devamı

Ulusal Kapitalizmden Küresel Kapitalizme-30

-DEMOKRASİDEN FAŞİZME- C) KÜRESEL KAPİTALİZM DÖNEMİNDE DEVLET: Yazının yazıldığı gün, dünya egemenlerinin Davos’ta “Dünya ekonomik formunu” toplamaları bir tesadüf olsa gerek. Ancak dünya egemenlerinin kapitalizmin içinde bulunduğu duruma ilişkin kendi ağızlarından çıkan tespitleri ise tesadüf olmayıp, küresel kapitalizmin cepheden çekilen fotoğrafıdır. Davos’un egemenlerinin 2018 yılı için küresel kapitalizm açısından öngörüleri şöyle: %93 ü ekonomik ve siyasi çatışmaların , %79 u askeri çatışmaların artacağını, %78 i yerel çatışmaların artacağını öngörmüşler…. İngiliz araştırma kurumu Foxamın 2017 yılı dünyanın toplam gelirlerinin %82 sinin %1 azınlığın elinde olduğuna ve yine istatistiki bilgilere göre dünyanın toplam gelirinin %50 sinin yalnızca 40 kişinin elinde olduğu ve… Devamı

Ulusal Kapitalizmden Küresel Kapitalizme-29

-DEMOKRASİDEN FAŞİZME- 2-TEKELCİ KAPİTALİZM DÖNEMİNDE DEVLET Kapitalizmin ruhu bunalımdır. Hastalığın, toplumun tüm kesimlerinde hissedilebilmesi, kokuşmuşluğun ortaya çıkmaması için tekelci kapitalizm döneminin beklenmesi gerekirdi. Kapitalizm sermaye birikimini tamamlamıştır. Şişen sermaye birikimin yoğunluğu ile orantılı pazarlara ihtiyaç duyar. Oysa tekelci aşamaya geçilmesiyle birlikte egemen kapitalist ülkeler tarafından dünya pazarları paylaşılmıştır. Sermaye birikim sürecini geç tamamlayan Almanya ve İtalya’nın Pazar paylaşımının yeniden bölüşümünü gündeme taşımalarıyla birlikte 1. Paylaşım savaşı patlak verecektir. Bir başka ifadeyle emperyalistler arasındaki çelişkinin şiddeti, çelişkinin ancak savaşla çözülebileceği keskinliktedir. 1. Paylaşım savaşı çelişkilerin çözümü yerine sermayenin bunalımını ağırlaştıracaktır. Savaşın çatlaklarından Sovyet devrimi doğacak, dünyanın altıda biri kapitalist pazarın dışına… Devamı

Ulusal Kapitalizmden Küresel Kapitalizme-28

-DEMOKRASİDEN FAŞİZME- Kapitalist sistem işleyiş biçimi genel olarak homojen bir bütünlük oluşturur ve sistemin parçaları bu bütünlüğe eklemlenen uyumluluk gösterir, onun özelliklerini taşır. Bir önceki bölümde devletin dönüşümünün irdeleneceği belirtilmişti. Devlet kendiliğinden dönüşmez, onu dönüştüren faktör, üzerine oturduğu üretim ilişkilerinin niteliğidir, üretim ilişkilerinin değişmesi, üretim araçlarının mülkiyetini elinde bulunduran sınıfların ve bu sınıfların egemenlik aracı olan devletin de üretim ilişkilerinin niteliğine bağımlı ve uyumlu olarak değişip dönüşmesidir. Bir başka ifadeyle mevcut üretim ilişkileri üretici güçleri geliştirdiği sürece, “yönetim aygıtı olarak devlet” yönetilenlerce sorunsuz, kitlesel rızaya dayalı olarak yönetilir ve yönetenler  “yönetme meşruluğunu”  da buradan alır. Devletin, üretim ilişkilerinin tarihsel süreç… Devamı

Ulusal Kapitalizmden Küresel Kapitalizme-27

Peki ama küresel kapitalizmin irili ufaklı  merkez ve bağımlı ülkeler burjuvazilerinin kopardığı bu gürültü neyin nesidir, bu hırçınlaşmanın anlamı nedir?.  Kestirmeden şu söylenebilir: Çelişkinin çifte karakteri… Birincisi; sistemin yapısal bunalım ve krizlerinin süreklilik kazanmasıdır. Gerçekten, sermaye birikim süreci ulaşmış olduğu aşama itibariyle, kapitalist sermaye kimliğinden uzaklaşmıştır, daha doğrusu kapitalist sermayeye sanayi sermayesidir ve sermaye birikimi reel alanlara yapılan üretken sermayenin sömürüsü sonucu oluşmuştur. Küresel dönemde sanayi sermayesi, reel yatırım alanlarından uzak, istihdam yaratmayan, banka, bono, borsa gibi alanlarda şişen finans sermayesidir. Yerinde olarak bazı bilim adamlarının ironik tanımlamasıyla “kumarhane” sermayesidir.   Oldukça şişkindir, bunalım ve krizleri de şişkinliği ile doğru orantılıdır. … Devamı

Ulusal Kapitalizmden Küresel Kapitalizme-26

Bu başlıkta irdelenmeye çalışılan “Ulusal Kapitalizmden Küresel Kapitalizme” yazı dizisi 25. bölümde bitirilmeye çalışılmıştı. Ancak, özellikle bağımlı ülkelerin otokratik iktidarlarının yüksek sesle efelenmelerinin küresel kapitalizmin iktidarları tarafından “ti” ye bile alınmaması son günlerin yoğun tartışmaları neredeyse bir 3. Paylaşım savaşının kaçınılmazlığına ilişkin beklentileri yoğunlaştırdı. Beklentinin gerekçelerini oluşturanlar tezlerini özellikle “Ulusal devlet” kategorisinde gördükleri Çin ile yine aynı kategoriye yerleştirdikleri ABD arasındaki hegemonya çekişmesine bağlamakta, Çin’in artıları olarak Rusya, Hindistan gibi ülkeler birlikte tasnif edilirken ABD nin müttefiklerinin kim olduğuna ilişkin bir açıklık getirilmemektedir. Soruna bu şekliyle bakışın maddi temeli yoktur. İki hegemonik güçten birisi olan Çin, deyim yerindeyse Asya’nın ABsidir,… Devamı

Ulusal Kapitalizmden Küresel Kapitalizme-25

-DEMOKRASİDEN FAŞİZME Kemalizm konusuna eğilişimizin nedeni küresel kapitalizm döneminin Türkiye’sinde “Kemalizm’in bir çıkış olacağı” çağrısı değildir. Türkiye solu, ikameci dayatmaları elinin tersiyle iterek tarihinin özgün ve maddi temellere oturan analizini yapmak, uluslararası ilerici, sosyalist, komünist hareketlerin değerlendirmelerini esas alarak sınıf mücadelesindeki yerini saptamak yerine ve üstelik Türkiye devrimci hareketinin de bu konudaki analizlerini görmezlikten gelerek uluslararası emperyalist/kapitalist güçlerin amaçlarına uygun saptırmalarına rağbet edilmesinin açmazlarına dikkat çekmektir. Günümüzde bu konuda etkin iki sapmanın üzerinde durmak yerinde olacaktır. Birincisi, Kemalizm’le tarihi sorunu olan, aydınlanma karşıtı dinci gerici ve diğer sağ güçlerdir. Bugün AKP etrafında kümelenen bu güçlerin Kemalizm’e saldırısı açıktır ve anlaşılırdır…. Devamı